20 Aralık 2012 Perşembe

Politik Gerilim Ustası - Tom Clancy

Çok çok uzun bir aradan sonra tekrar yazmak istedim. Aslında blog istatistiklerimi merak edip baktığımda dünyanın dört bir ucundan bloğumun okunduğunu görünce yazma motivasyonum arttı diyebilirim. Bugün size politik gerilimin usta ismi Tom Clancy'den bahsetmek istiyorum. Kızıl Ekim başta olmak üzere yazdığı kitaplarının çoğu Hollywood tarafından filme çekilen Clancy, 11 Eylül'de İkiz Kuleler'e düzenlenen saldırının neredeyse aynısını "Debt of Honor" kitabında 1994 yılında anlatmıştır. Yazarın daha detaylı profiline buradan ulaşılabilir. Maalesef Clancy'nin yayınevinin istediği yüksek telif ücreti ve yazarın Türkiye'de fazla hayranının olmaması sebebiyle kitaplarının bir çoğu Türkçe'ye çevrilmemiş, çevrilenler ise çok sayıda basılmamıştır. Politik gerilim tarzından hoşlanıyorsanız ve biraz fazla Amerikan propagandasını göz ardı edebilirseniz, Clancy'nin kitaplarını zevkle okuyacağınızdan eminim.

5 Ocak 2010 Salı

Aşk..



“Seni o kadar çok seviyorum ki, elimde olsa bugüne kadar sana gözyaşı döktüren bütün her şeyi hayatından söküp atardım” dedi delikanlı. Oysa ki gözyaşları ile sulanmamış olsaydı bu sevgi bahçesindeki güller, açar mıydı böylesine pervasızca, gösterir miydi ki dünyaya bu güzelliğini? Hem istese bile gücü yeter miydi acaba delikanlının, bu genç kadının yaşadığı onca acıyı söküp atmaya?

28 Ekim 2009 Çarşamba

Nevizade Geceleri


Giden her sevgilinin ardından
Hep biz olduk el sallayan
Haykırsak duyarlar mı sesimizi
Hangi sevdadan galip çıktık ki
Yürüyoruz sessiz ve kederli
Nevizade geceleri
İnletiyoruz hep çıkışında
İstiklal caddesini
Boşuna çekilmedi bunca çile
İçiyoruz gündüz gece
Haykırdık ama duymadı hiç kimse
Peşindeyiz heryerde
Zaten aşklar hep yalan dolan
Sonu hep acı hüsran
Bize her sevdadan geriye kalan
Sadece Galatasaray...

25 Eylül 2009 Cuma

Türkiye ve Su


"Su varlığına göre ülkeler sınıflandırıldığında; yılda kişi başına düşen ortalama kullanılabilir su
miktarı 1 000 m3’ten az olan ülkeler "su fakiri", 2 000 m3’den az olan ülkeler "su azlığı",
8 000 - 10 000 m3’ten fazla olan ülkeler ise "su zengini" olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede Türkiye, yaygın kanaatin aksine su zengini bir ülke değildir."


Su ile ilgili elime geçen bir bilgiyi sizinle de paylaşmak istedim..

12 Eylül 2009 Cumartesi

Atatürk'ün "Fikri Güç" Anlayışı ve Stalin


Gazi Paşa, Rusya Büyükelçiliğine bir soru soruyor. "Cumhuriyet Bayramımız dolayısıyla sizin lideriniz beni niçin kutlamadı?' O zamanın Büyükelçisi Karahan, Cumhurbaşkanları Kalinin kendilerini kutladığını söylüyor. Atatürk'ün cevabı müthiş; "Sizin Cumhurbaşkanınız, aynı zamanda önderiniz midir?' Cevap, "Hayır'. Atatürk soruyor; "Önderiniz kim?' Cevap; "Stalin'. Atatürk; "Öyleyse, o beni kutlayacak. Ben ülkemin hem Cumhurbaşkanı, hem önderiyim. Kalinin değil, bana kutlama mesajını Stalin göndersin' diyor.Büyükelçi Karahan, Atatürk'ün Stalin'i doğrudan aramasını isteyerek, bu işe karışmak istemediğini söylüyor. Atatürk de bunun üzerine: "Niçin ben ilk adımı atayım' dedikten sonra, tarihi cümleler geliyor:"Ben bunu ancak eşit şartlarda yapabilirim. Eğer beni kabul ettiklerini hissediyorsam yapabilirim. Başka türlü işlerine evet diyemem. Sizin biliyorum, güçlü ve mekanize edilmiş büyük ordunuz var ve ondan korkmuyorum, sizlerden korkmuyorum. Benim arkamda 18 milyon halkım var. Benim emretmem yeterlidir. Halkım arkamdan nereye isterse gelir. Ben çok zarar verebilirim, elbette bunu hiçbir zaman yapmam, çünkü benim sözüm, benim dostluğum gibi kutsaldır.'"Atatürk ile Büyükelçi'nin bu diyalogu "çok gizli" damgası ve "Stalin ile Molotov tarafından okunması" notu ile eklenerek Stalin'e sunulduğunu belirten Tural, Stalin'in Atatürk'ün sözlerini okuduktan sonra, "Dostumuz, Atatürk'ün sözleri ilgiyle, dikkatle okunsun" dediğini kaydetti.

O tarihlerde dünyanın yüreğini hoplatan Stalin'in Atatürk konusunda daima dikkatli olduğu, Atatürk ölünceye kadar Türkiye aleyhine hiçbir şeyi açıktan söylemediği gerekçesini, buradan aldığı hususunu arz edilir..

23 Ağustos 2009 Pazar

Yarim Yarim

Sevdan ile düştüm yaban ellere
Dalıp çıktım ateşlere küllere
Giyin demir çarık gel ardımsıra
Dağlara yollara çöllere

Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,

Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni

Kurban olam kalem tutan ellere
Dertli dertli nağme çalan tellere
Yanık yanık türkü diyen dillere
Dağlara yollara çöllere

Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,

Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni...

30 Haziran 2009 Salı

GRC Nedir?

Governance (Kurumsal Yönetim)
Kurumsal yönetim, bir şirketin yönetim kurulu, ortakları ve diğer menfaat sahipleri arasındaki ilişkiler bütünü olarak tanımlanabilir. Tarafların şirket üzerindeki haklarının ve sorumluluklarının dağılımını belirler. Şirketle ilgili konularda karar almanın kural ve prosedürlerini tanımlar. Şirket hedeflerinin, bu hedeflerin gerçekleştirilme yollarının ve performans gözetiminin oluşturulmasını disiplin, adillik, şeffaflık, bağımsızlık, hesap verebilirlik, sorumluluk, eşitlik, sosyal sorumluluk gibi iyi kurumsal yönetimin unsurlarını uygulayarak temin eder.
Risk Management (Risk Yönetimi)
Bir kuruluşun potansiyel riskleri tanımladığı ve iş hedefleri temelinde riskli konuları önem sırasına koyduğu süreci anlatır. Risk Yönetimi sürecinde, kuruluş çapında riski yönetmek ve etkilerini azaltmak üzere kurum risk unsurları ölçülür, raporlanır ve karar mekanizmalarında kullanılır ve kurum yapısına entegre edilir.
Compliance (Uyumluluk)
Sektörün gereklerinin yanı sıra, mevzuat, yasa ve yönetmeliklere uyumluluğu sağlamak üzere gereksinim duyulan politika, yöntem ve kontrollerin kaydedilip takip edildiği süreci tanımlar. GRC' yi oluşturan kavramlar bir bütünlük taşıyor. Kurumsal Yönetimin bulunmaması halinde, Risk Yönetimi ve Uyumluluk bir şey ifade etmiyor. Kısaltmanın herhangi başka bir düzen yerine GRC şeklinde tasarlanmış olmasının altında bu 'bütünlük' yatıyor. Kurumsal Yönetim, Risk Yönetimi ve Uyumluluk bir kuruluşun farklı bileşen takımlarının farklı sorunlarını çözen, birbiriyle son derece ilintili ancak birbirinden ayrı faaliyetler olarak önümüze çıkıyor